GÖRÜŞ-Bir bakış: Filistin’de çocuk olmak

Khaled Quzmar, İsrail saldırıları altında Filistinli çocukların temel insani haklarına erişimlerinin nasıl kısıtlandığını ve İsrail’in bu doğrultuda politika hedeflerini AA Analiz için kaleme aldı.

***

Filistinli çocuklar, İsrail askeri işgalinin beraberinde getirdiği günlük zorluklar ve tarihsel mücadelelerle jeopolitik karmaşıklıkların ortaya koyduğu öngörülemezlik tarafından gölgelenen hayat şartlarıyla karşı karşıya. Bu çok yönlü durum, çocukların karşılaştığı tipik sorunların ötesinde Filistinli çocukların hayatlarının her alanını etkiliyor.

Doğu Kudüs de dahil olmak üzere işgal altındaki Batı Şeria’da ve Gazze Şeridi’nde İsrail askeri ve apartheid işgali altında yaşayan çocuklar rutin olarak ciddi temel hak ihlalleriyle karşı karşıya kalıyor. On yıllardır süren İsrail askeri işgali bu çocukları eğitim alma, yeterli barınma ve sağlık hizmetlerine erişim gibi temel insani haklarından mahrum bırakarak yaşam haklarını da ellerinden alıyor. Buna ek olarak, karmaşık ve bazen de güncelliğini yitirmiş Filistin hukuk sistemi de Filistinli bazı aktörlerin çocuklara yönelik hak ihlallerine katkıda bulunarak onları şiddet ve istismar riskiyle karşı karşıya bırakabiliyor. İsrail yerleşimlerinin genişlemesi ve İsrailli yerleşimcilerin terörist saldırıları, Filistinli çocukları köy ve kasabalara hapsederek onları hayatlarına yönelik gerçek tehlikelere, sınırlı eğitim erişimine ve kalıcı psikolojik sorunlara maruz bırakıyor.

Gazze Şeridi şu anda gökyüzünden, denizden ve karadan gelen, çocukların güvenliğini daha da tehlikeye atan ve mevcut bir ruh sağlığı krizini daha da kötüleştiren bir askeri saldırı dalgası yaşıyor. Save the Children, Gazze’deki Filistinli çocukların tırmanan gerilim nedeniyle hayatlarından endişe duyduğunu belirtti. Gazze, 7 Ekim’den bu yana, 4 bin 900’den fazlası çocuk olmak üzere 12 binden fazla kişinin trajik bir şekilde hayatını kaybetmesine neden olan bir soykırım savaşı altında. Sağlık Bakanlığı, hava saldırıları, deniz ve kara bombalarının neden olduğu altyapı tahribatı nedeniyle şehitlerin tam sayısını kaydetmekte zorlanıyor. Sağlık sektörü üzerindeki ezici etki, kayıpların doğru bir şekilde belgelenmesini engelliyor ve Gazze halkının karşı karşıya olduğu korkunç insani krizi gözler önüne seriyor.

Filistin Merkezi İstatistik Bürosu (PCBS) tarafından bu yıl yayınlanan son istatistiklere göre, Filistin toplumunun neredeyse yarısını, toplam nüfusun yaklaşık yüzde 44’ünü çocuklar oluşturuyor. Bu oran Batı Şeria’da yüzde 41 ve Gazze Şeridi’nde yüzde 47 olarak ifade ediliyor. PCBS, 2023 yılı ortalarında Filistin’de 18 yaşın altında 1,22 milyonu erkek ve 1,17 milyonu kız olmak üzere 2,39 milyon çocuk olacağını öngörmüştü.

Özgürlük hakkı

Filistinli çocukların özgürlük hakkı, devam eden İsrail işgalinden önemli ölçüde etkileniyor. Çocuklar için özel bakım ve yardım hakkı Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi ile yeniden teyit edilmiştir, ancak İsrail işgali altında yaşayan Filistinli çocuklar sıklıkla özgür yaşama haklarından mahrum bırakılıyor.

Her yıl, bazıları 12 yaşında olan yaklaşık 500 ila 700 Filistinli çocuk gözaltına alınıyor ve İsrail askeri mahkeme sisteminde yargılanıyor. Ayrıca, BM Çocuklara Yardım Fonunun (UNICEF) İsrail Askeri Gözaltlarındaki Çocuklara Dair Gözlemler ve Tavsiyeler adlı raporuna göre, İsrail askeri gözaltı sisteminde kötü muamele “yaygın, sistematik ve süreç boyunca kurumsallaşmış” olmaya devam ediyor.

Batı Şeria’da 2016 ve 2022 yılları arasında gözaltına alınan 766 çocuktan çok sayıda yeminli ifade alındı. Sonuçlar çocukların dörtte üçünün gözaltına alındıktan sonra bir tür fiziksel şiddete maruz kaldığını gösteriyor. Çocukların üçte ikisi sorgulama sırasında hakları konusunda yeterince bilgilendirilmezken yüzde 97’sinin yanında bir ebeveyn yoktu. Vakaların yüzde 85,5’inde İsrail güçlerinin çocuklara tutuklanma nedenlerini bildirmediği, bunun yanı sıra sorgucuların bu çocukların bazılarını itirafa zorlamak için pozisyon istismarı, tehdit ve tecrit kullandığı biliniyor. İfadelerde, çocuklara sorgulamadan önce uzun süre su, yiyecek veya banyoya erişim imkanı verilmediği ve bu durumun ciddi rahatsızlığa ve aşağılanmaya yol açtığı belirtiliyor. Defense for Children-Palestine (DCIP), raporlama döneminde, idari gözaltındaki çocuklar da dahil olmak üzere 178 Filistinli erkek çocuğun ortalama 16,5 gün boyunca hücre hapsinde tutulduğunu belgeledi.

No Way to Treat a Child kampanyası, Filistinli çocukların ve yetişkinlerin, temel haklarından mahrum bırakıldıkları İsrail askeri gözaltı sistemi altında tutuklanma, kovuşturma ve hapis cezalarıyla karşı karşıya kaldıklarını vurguluyor.

Eğitim ve sağlık hizmetleri de dahil olmak üzere erişim ve hareket hakkı

Filistinli çocukların erişim ve hareket hakkı, işgalden kaynaklanan süregelen kısıtlamalardan önemli ölçüde etkileniyor. Doğu Kudüs de dahil olmak üzere Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ndeki İsrail işgali nedeniyle diğer haklarının yanı sıra bu çocukların sağlık, eğitim ve yeterli barınma hizmetlerine erişimleri sıklıkla engelleniyor.

İnsan Hakları İzleme Örgütünün (HRW) BM Çocuk Hakları Komitesi’ne sunduğu rapor, hareket kısıtlamalarının ve zorla yerinden edilmenin Filistinli çocuklar üzerindeki etkilerine işaret ediyor. Bu rapor ayrıca Gazze’ye ve Gazze’den seyahat üzerindeki genel yasağın sona erdirilmesi ve güvenlik amacıyla bireysel taramalara tabi olan insanların Gazze’ye ve Gazze’den serbest dolaşımının sağlanması çağrısında bulunuyor. Tüm bu faktörler, Filistinli çocukların erişim ve hareket özgürlüğünü toplu olarak engelliyor, onları savunmasız bırakarak adalet ve güvenlik beklentisini imkansız hale getiriyor.

Eğitime erişim

Yoksulluğun çocukların yaşamları üzerinde çok çeşitli olumsuz etkileri vardır ve birçok çocuk, özellikle okulların olmadığı bölgelerde, eğitime erişimde engellerle karşılaşıyor. Bu zorluk, özellikle mülteci kamplarında, marjinalleştirilmiş bedevilerde, çoban topluluklarında ve köylerde, çalışmak için erken yaşta okulu bırakma olasılığını artırıyor.

Batı Şeria’daki bariyerler, kontrol noktaları ve ayrım duvarının varlığı göz önüne alındığında, bu engeller öğrencilerin okullarına ulaşmasını zorlaştırabilir. ve bu erişim eksikliği, eğitimde ciddi aksamalara yol açıyor. Bunun da ötesinde, İsrail askeri güçlerinin varlığı ve okulların yakınında gerçekleştirilen operasyonlar, çocuklar için stresli ve potansiyel olarak tehlikeli bir ortam yaratabilir.

İsrail’in birkaç yıldır okulları hedef aldığını belirtmek gerekir. Son 12 ayda Batı Şeria’da 3 okul yıkıldı ve bu durum 132 Filistinli öğrenciyi etkiledi. Bunun da ötesinde, işgal altındaki Filistin topraklarında 6 binden fazla Filistinli çocuğa ev sahipliği yapan ve eğitim veren 53 Filistin okulu, İsrail makamları tarafından yıkılma riski altında.

Sağlık hizmetlerine erişim

Çocuklar eğitim almanın zorluğundan etkilenirken, yaşlarına uygun sağlık hizmetlerine erişmekte de zorluk çekiyor. Filistinli çocuklara sağlık hizmeti verilmesi, tıbbi tesislerin tahrip edilmesi, tıbbi personel ve malzemelerin hareketine getirilen kısıtlamalar ve genel olarak istikrarsızlık nedeniyle engelleniyor.

Acil durumlarda, kontrol noktalarındaki gecikmeler ve diğer engeller, tıbbi tesislere zamanında erişimi engellediği için özellikle endişe verici olabilir ve dolayısıyla ilgili kişilerin sağlığını ve refahını etkileyebilir. Hareket kısıtlaması, ailelerin çocukları için zamanında tıbbi tedavi imkanına erişmelerini daha da zorlaştırıyor.

İsrail’in Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi’ne taraf olmasına rağmen, bu anlaşmanın uygulanabilirliği ve tam olarak hayata geçirilmesi zor görünüyor ve Filistinli çocuklar temel haklarına erişimden mahrum kalmaya devam ediyor. Filistin’de çocuk hakları ihlalleri İsrail işgalinin kalıcı etkisi altında süregelen askeri çatışmalarla karakterize ediliyor. Filistinli çocuklar, askeri kontrol noktaları, apartheid duvarının inşası ve özellikle marjinal bölgelerdeki çocukları etkileyen ekonomik zorluklar nedeniyle çeşitli engellerle boğuşuyor. İsrail ordusunun Filistin halkına, özellikle de çocuklara yönelik saldırılarının ve buna eşlik eden öldürme, keyfi tutuklama, işkence ve çocukların diğer temel haklarından mahrum bırakılması operasyonları, umudu olmayan bir Filistinli nesil yaratmayı amaçlayan sistematik bir İsrail politikası dahilinde gerçekleşiyor.

Mütercim: Hatice Karahan

[Khaled Quzmar, Defense for Children-Palestine Direktörüdür. ???????]

Makalelerdeki fikirler yazarına aittir ve Anadolu Ajansının editöryal politikasını yansıtmayabilir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir