Sıcak havalarda artan “Salmonella” bakterisine dikkat

Sıcak Havalarda Artan Salmonella Bakterisine Dikkat!

Medipol Sağlık Grubu’nun açıklamasına göre, piknik ve açık hava etkinliklerinin vazgeçilmezi yaz aylarında besin zehirlenmelerine neden olan Salmonella bakterisi tehlikesi artıyor.

Medipol Bahçelievler Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Kübra Dilan Öztürk, açıklamada yaz aylarında sıcakların artmasıyla birlikte Salmonella bakterisinin daha sık karşılaşıldığını belirtti.

Öztürk, “Salmonella, çoğunlukla bağırsak enfeksiyonlarına yol açan 2 binden fazla alt türe sahip bir bakteridir. Besin zehirlenmelerinde önemli bir rol oynamaktadır.” dedi.

Bu Belirtilere Dikkat!

Salmonella bakterisinin bulaşma yollarını anlatan Öztürk, “Sıcak ve nemli ortamları tercih eder ve özellikle çürümüş veya yeterince pişirilmemiş gıdalarda hızla çoğalır. Ağız yoluyla dışkıdan bulaşan bu bakteri genellikle hayvanlar ve insan bağırsaklarında bulunur. Kontamine olmuş eller ve gıdalar aracılığıyla insanlara bulaşır. Enfekte olduktan sonra belirtiler genellikle 2 ila 3 gün içinde ortaya çıkar.” şeklinde konuştu.

Öztürk, hastalarda genellikle bulantı, kusma, ateş, ishal ve karın ağrısı gibi belirtiler olduğunu belirterek, “Bu belirtiler ortaya çıktığında en yakın sağlık kuruluşuna başvurmak önemlidir. Hastalık çoğu zaman tedavi edilmeden kendiliğinden iyileşse de özellikle bebekler, yaşlılar ve bağışıklık sistemi zayıf bireylerde ciddi sıvı kaybına neden olabilir, bu durumda hastaneye yatış gerekebilir.” şeklinde değerlendirmede bulundu.


“Kaynağı Belli Olmayan Sulardan İçilmemeli”

Uzman Dr. Öztürk, piknik veya doğa etkinliklerinde kaynağı belirsiz suların içilmemesi gerektiğini belirterek, tavuk, et, deniz ürünleri ve yumurtanın iyice pişirilmeden tüketilmemesi gerektiğine dikkat çekti.

Öztürk, kişisel hijyenin bulaşmayı engellemede kritik olduğunu vurgulayarak, “Eller yemekten önce ve sonra, tuvaletten sonra mutlaka su ve sabunla yıkanmalıdır. Çiğ etle sebze ve meyvelerin temasından kaçınılmalı, kesme tahtaları ayrılmalı ve gıdalar uygun bir şekilde buzdolabında saklanmalıdır.” dedi.

Salmonella’nın evde de bulaşma riskinin yüksek olduğunu belirten Öztürk, “Çiğ eti kesilen tahtaları iyice temizlemeden sebze veya meyve doğranmamalıdır, aksi halde evde de bakterinin yayılmasına neden olunabilir.” uyarısında bulundu.

Öztürk, sebzeler, meyveler, baharatlar ve atıştırmalıklarda kontaminasyonun meydana gelebileceğini, son zamanlarda bu tür gıdalardan kaynaklanan salgınların görüldüğünü hatırlatarak, gıda güvenliğine her zamankinden daha fazla dikkat edilmesi gerektiğini vurguladı.

Related Posts

Ayakların kokmasına neden olan hata bulundu: Sadece ter değil

Toplu taşıma araçlarında, ofislerde, hatta misafirlikte… Bazen bir çift ayakkabının içinden çıkan koku, en samimi ortamları bile sessizce dağıtabilir. Ayak kokusu, birçok insanın yaşadığı ama çoğu zaman konuşmaktan kaçındığı bir problem. Peki bu rahatsız edici durumun arkasındaki asıl neden ne? Uzmanlar yıllardır tartışılan bu sorunun en büyük sebebini nihayet net bir şekilde açıkladı.

Sağlık taramalarında ‘kronik’ tehlike: 232 bin kişiye diyabet 81 bin kişiye hipertansiyon tanısı konuldu

Sağlık Bakanlığı, Türkiye genelinde yürüttüğü kronik hastalıkların erken tanısı ve takibine yönelik çalışmalar kapsamında önemli sonuçlar elde etti.

Mor besinlerin farkı

Antosiyanin; bitkilere mavi, mor ve kırmızı renkleri veren doğal pigmenttir. Bu sayede meyve sebzeler çok güçlü antioksidanlara dönüşür. Kalpten, kan basıncını düşürmeye ve kanser riskini azaltmaya kadar birçok faydası olan bu yiyecekler günlük beslenmeye eklenmelidir.

ABB’den “içme suyu salgını” iddialarına açıklama: Herhangi olumsuz bir durum tespit edilmemiştir

ABB’den “içme suyu salgını” iddialarına açıklama: Herhangi olumsuz bir durum tespit edilmemiştir

Yaza Özel Göz Hastalıkları

Yaza özel göz hastalıklarını açıklayan uzmanlar, güneş, deniz, havuz suyu ve polen kaynaklı hastalıklar hakkında bilgi verdi. 

Kanserle mücadelede immünoterapinin kullanımı

İmmünoterapiler onkolojide büyük bir umut kaynağı oldu. Çünkü bu yöntemlerle bugün bile bazı tümör hastalıkları kontrol altına alınabiliyor. Bu nedenle araştırmacılar yalnızca mevcut yöntemleri geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda yeni immünoterapiler üzerinde de çalışıyor